Friday, June 7, 2013

Kim Onlar?

10 gündür yaşadığımız olaylar gösterdi ki aslında biz onları hiç anlamamışız, anlayamamışız. Neden mi? Çünkü birbirimizi anlamaya, birbirimize dertlerimizi anlatmaya, acımızı paylaşmamıza, sevincimizi birlikte büyütmemize izin vermemişler. Ülkenin doğusuyla batısı arasındaki mesafe o kadar uzakmış ki, İzmir'de oturduğumuz yerden konuşmaktan, İstanbul'da medya üzerinden bize anlatılanlarla yetinmekten daha fazlasını yapamamışız. Bu insanları tanıyamamış, ne istediklerini dinleyememişiz. Biz bu insanları, memleketlerinin yüzlerce kilometre uzağındaki şehirlerde yaşam mücadelesi verirken tanıyabilmişiz. Bir insan evinden, eşinden, dostundan uzakta nasıl geçinir, yaşam mücadelesinde kimden destek alabilir? Hele bir de yüce devlet kendilerine sırtını dönmüşse, yıllarca kendilerini hor görmüşse, her fırsatta kendilerini ezmeye çalışmışsa.

Şimdi düşünüyorum da, 25 yaşındayım ve iyimser bir bakış açısıyla ömrümün üçte birini geçirdiğimi söyleyebilirim. Bu 25 yılda onlardan hiç birisi benim öğretmenim olmadı. Bankaya gittiğimde onlardan hiçbirisiyle karşılaşmadım. Hükümet konağına gittiğimde, belediyeye gittiğimde, vergi dairesine gittiğimde, postaneye gittiğimde yine onlardan hiçbirisini görmedim. Kırtasiyede, emlakçıda, bakkalda, fırında, dolmuşta, lokantalarda ben bu insanların hiçbirisiyle karşılaşmadım. Ben bu insanlarla ilk defa şantiyelerde çimento kararlarken, tuğla taşırlarken, duvar örerlerken, sıva yaparlarken, bekçilik yaparlarken tanıştım. Hayattaki en zor işleri hep bu adamlar yapıyorlardı, koca bir binanın yükünü sırtlarında taşımak. Bu çabanın karşılığı ise akşam evde pişen bir tencere yemek; ne gezmek, ne tozmak, ne dışarı çıkmak, ne sinema, ne konser, ne de başka bir şey. Ben bu insanların çocuklarını okuduğum okullarda tanıdım. Hemen hepsi sessiz, çekingen ve ürkekti. Üzerlerinde bir şeylerin ağırlığı olduğu belliydi. Sahipsizlik, aidiyetsizlik, yalnızlık...

Bu insanlar neden kendi topraklarında esir hayatı yaşamak zorunda bırakıldılar, neden hakları gasp edildi, neden devlet tarafından eşit vatandaş muamelesi görmediler? 90 yıllık Cumhuriyet, bu insanlara sahip çıkmak yerine bu insanları neden dışladı? Son 30 yıldır, ülkenin doğusunda devletin "terör" ismini uygun gördüğü bir durum söz konusu. On binlerce ölü, ülke çapında bu ölülerin sahibi yüz binlerce insan. Neden öldü bu insanlar? Bir insanın hayatından daha mı değerli adını "vatan" koyduğumuz toprak parçası? Bir insanın hayatından daha mı değerli güç sahibi olmak? Kim bilir ne acılar çekildi o topraklarda ve bu günlerde anladık ki biz yalnızca bize sunulanla avutulmuşuz, bize verilenle yetinmişiz, aslını sormamışız, gerçeği merak etmemişiz. Bu yüzden biz bu insanların dertlerini anlayamamışız, onlarla kaynaşamamışız. Birbirimizi birer kardeş gibi bağrımıza basamamışız ve bunca yıl birbirimizi kırmışız.

Geçtiğimiz 10 günde yaşananlar, bir çevre direnişi, dediğim dedik bir yönetime karşı bir direniş olmasının yanında akla karayı ayırt etmemizi sağladı. Bu farkındalığın, ülkedeki ve dünyadaki tüm olan biteni anlamakta kullanılması umuduyla...