Sunday, December 25, 2011

Resim

Yazmak istiyorum. Bazen, yanlış olduğunu bildiğin halde…
Yanlış olan “yazmak” değildi. Yanlış olan, yapmaya çekindiğin bir şeyi yapma cesaretini göstermek, ve bunun sonuçlarına katlanma cesaretini gösterememekti. Ne denir böylesine? Cahil cesareti mi? Belki de başka bir isim, “henüz” duymadığın. Kim bilir?
O kadar cesurdu ki hayatında; her zorlukla “tek başına” mücadele etmenin verdiği yorgunluk, ve gurur, ve de olgunluk onu hayat karşısında cesur yapmıştı. Çok az defa “tereddüt” etti hayatında, verdiği hiçbir karardan veya yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadı. Pişmanlık ona göre değildi; çaresiz olmayı yakamoz_61229sevmezdi; onun için pişman olmak, çaresizlikten başka bir şey değildi. Değiştiremeyeceğin bir durum karşısında üzülmek, korkmak, “keşke olmasaydı” demek, veya karnında şöyle en şiddetlisinden bir sancı hissetmek; hiç ona göre değildi. Geçmişliye yaşamayı sevmezdi. Belki bunun için çok fazla fotoğrafı yoktu, geçmişe dair, olanlara da dönüp bakmazdı ya; veya geçmişini ona anımsatacak şeyleri saklamakta bu yüzden hevesli değildi. Anlamsız kağıtlara hatıralarını dökmektense, aklında kalanlarla yetinmeyi tercih ederdi. Sadece fotoğrafa bakarak hatırlayabildiği anılarındansa, geçmişte onun için kıymetli olan hatıralarını ve bugünü önemserdi; ve tabi ki geleceği.
Gelecek! Birçok yeni hatıra vadeden zaman, günler ve anlar; ve her geçen gün geçmişin üstüne perde çekerek geçecek yeni gün; ve her geçen gün biraz daha uzaklaşacaksın geçmişinden; ve birgün o kadar çok hatıran olacak ki, hatorlayabileceğinden çok daha fazla; geriye döndüğünde tek hatırladığın “pişmanlıkların” olacaksa şayet… 

No comments:

Post a Comment