Bana "hoşçakal" demeye bile hakkın yok senin...
Kırgınlık ve bir anlık bir sinir sonucunda söylenmiş ağır bir cümle. Konuşulması gereken pek çok şeyin konuşulmadığı uzun bir aradan sonra söylenen bir söz. Ağır, sahiden ağır. Hem sözün sahibi, hem sahibin hitap ettiği kimse için ağır bir cümle.
Sahiden de öyle olduğunu düşünüyordu, her insanın ikinci bir şansı hak ettiğini bildiği halde. O kadar kızmıştı ki ve uzun bir süredir o kadar kırgındı ki, tutamadı kendini; hani söylemese içinde kalacaktı. Ve söyledi, ya sonra? Sonrası hiç... Hayat aynen devam etti, söz lafta kaldı. Hepsi bu!
No comments:
Post a Comment